Toygun ATİLLA-Çetin AYDIN/İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 22, 2014 04:13
İstanbul sabahın ilk ışıklarına operasyon ile uyandı. Terörle Mücadele ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin hedefindeki isimler ise bu sefer meslektaşları oldu. İki ayrı şubenin gerçekleştirdiği operasyonların hedefindeki isimler polis olsa da, suçlamalar farklıydı. Gözaltına alınan polisler arasında resmi kıyafetli olanların da bulunması dikkat çekti.
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen ilk aşamada 52'si yakalanan 76 şüpheliye yöneltilen suçlama, 'Casusluk'... Şüphelilerin, sahte örgüt yaratıp, Başbakan ve MİT müsteşarı Hakan Fidan'ın da aralarında bulunduğu binlerce kişinin telefonlarını dinlediği öne sürüldü.
BAŞSAVCILIKTAN GÖZALTI AÇIKLAMASI
2. Operasyonda ise Ergenekon, Balyoz gibi operasyonların mimarı eski İstihbarat'tan Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer ve Şube Müdürü Erol Demirhan'ın da aralarında bulunduğu 15 kişi ise Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nün gerçekleştirdiği operasyona gözaltına alındı. Bu polis şeflerine yöneltilen suçlama ise 'Sahte isimlerle ve usulsüz işlemlerle yasa dışı telefon dinlemeleri' iddiası oldu.
‘Sahur vaktinin gölgesi yakışır’
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gerçekleştirilen ilk operasyon saat 03.00 sıralarında başladı. Operasyonun hedefindeki en önemli isimler ise Poyrazköy ve Balyoz gibi soruşturmaları yürüten, 7 Şubat'ta MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve İstihbarat yöneticilerine yönelik olarak başlatılan operasyonu yürüten Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Yurt Atayün ve dönemin Terörle Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse'ydi. 22 ilde eş zamanlı olarak başlayan bu operasyonlar kapsamında ilk aşamada 52 kişi gözaltına alındı.
İşte 22 kişi için verilen arama ve el koyma kararı
KOORDİNATÖR MÜDÜR DE GÖZALTINDA
MİT krizinin ardından MİT'e koordinatör Emniyet Müdürü olarak görevlendirilen Emniyet Müdürü Hayati Başdağ da Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nün gerçekleştirdiği operasyon kapsamında gözaltına alındı. Bilişim Şube Müdürü iken MİT'e atanan Başdağ, 10 gün önce MİT'teki görevinden alınmıştı. Başdağ, gözaltına alındıktan sonra Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeki sağlık kontrolünün ardından Organize Şube'ye getirildi.
Sivil polis aracından indirilen Başdağ, önden kelepçeli ellerini havaya kaldırarak içeriye girdi. Başdağ, hastane çıkışı yine ellerine havaya kaldırarak, “Haram lokma yemedim. En ufak kanun dışı hiçbir işim yok" dedi. Başdağ, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldü.
AİLELERDEN VE AVUKATLARDAN TEPKİ
ARKADAN KELEPÇELENDİ
Gözaltına alınan bazı polis müdürlerinin ise ellerinin arkadan kelepçelendiği görüldü. Bunlardan biri de eski Emniyet Müdürü Yurt Atayün'dü. Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne getirilen Yurt Atayün, kelepçelenmesine olan tepkisini, 'Teslim olduk, arkadan kelepçelediler. Tamamen siyasi' dedi.
Resmi kıyafetli polisler yine resmi kıyafetli polisleri gözaltına aldı
4 YIL BOYUNCA DİNLEMEÜst düzey polis şeflerine yöneltilen suçlama ise Selam ve Tevhit adı altında bir terör örgütü yaratıp, binlerce ismi bu örgüt adına eylem ve faaliyetlerle dinlemek... Mülkiye ve Polis Başmüfettişleri'nin yaptığı incelemeler sonunda, 4 yıl boyunca Selam ve Tevhid adlı örgüt kapsamında, gazeteci, siyasetçi ve iş adamlarının bulunduğu binlerce kişinin telefonları yasa dışı bir şekilde izlendiği belirlendi.
Bu soruşturma kapsamında telefonları dinlenen isimlerden biri de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dı. Hatta müfettişlerin yaptıkları incelemeler sonunda bulduğu belgeler arasında örgüt lideri konumunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bulunuyordu. Siyasilerin, gazetecilerin, bürokratların telefonları bu soruşturma kapsamında dinlenmişti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yabancı devlet adamları ile yaptığı telefon görüşmesi kayıtları da soruşturma sırasında açığa çıktı. İşte bu görüşmelerin bulunması şüpheliler hakkında başlatılan soruşturmanın bir anda 'Casusluk' suçlaması yöneltilmesine sebep oldu.
BAŞSAVCI: 'CASUSLUK BELİRLENDİ'İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu operasyonun ardından yaptığı ve 'Casusluk' yapıldığını belirlendiğinin altını çizdiği açıklamada şu ayrıntılara yer verdi: ' Terör örgütü kurulduğu yönünde delil olmadığı halde bir kurgu oluşturarak 2010 yılında bir soruşturma başlandığı, yaklaşık 3 yıl süreyle 251 hedef kişi toplamda 2280 kişinin dinlendiği, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın ve bakanlarının diğer ülke yetkilileri ile olan görüşmelerinin kaydedildiği, MİT Müsteşarının kod adıyla örgüt üyesi olarak dinlenip kaydedildiği, özetle casusluk yapıldığının tespiti üzerine 21 Temmuz 2014 tarihli talimatımızla söz konusu Selam Tevhid adlı örgüt adıyla soruşturma yapan gerçekte amaçlarının casusluk olduğu belirlenen 76 emniyet görevlisi hakkında gözaltı ve yakalama kararı verilmiş olup, şu ana kadar 52 kişi yakalanmıştır' denildi.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı İrfan Fidan tarafından yürütülen soruşturma kapsamında şüphelilere, 'Casusluk' suçlamasının dışında, 'delil üretme, suç uydurma, evrakta sahtecilik, özel hayatın gizliliğini ihlal, resmi belgede sahtecilik, usulsüz dinleme' gibi suçlar da yöneltiliyor.
250 KİŞİYE SAHTE İSİMLERLE DİNLEME
Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nün gerçekleştirdiği 2. operasyon ise sabah 07.00 sıralarında 15 ayrı ilde eş zamanlı olarak başlatıldı. 39 şüphelinin bulunduğu soruşturma kapsamında ilk aşamada 15 kişi gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Okan Özsoy'un yönettiği operasyonun en önemli isimleri ise Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan... Hakkında gözaltı kararı alınan Erol Demirhan henüz bulunamazken, Ali Fuat Yılmazer Zekeriyaköy’deki villasında gözaltına alındı.
Bu kapsamda aralarında siyasi, bürokrat, basın mensubu, savcı ve hakimlerin bulunduğu 250 kişinin sahte isimlerle ve usulsüz işlemlerle yasa dışı olarak telefonlarının dinlendiği tespit edildi. Bu kapsamda aralarında siyasi, bürokrat, basın mensubu, savcı ve hakimlerin bulunduğu 250 kişinin sahte isimlerle ve usulsüz işlemlerle yasa dışı olarak telefonlarının dinlendiği tespit edildi. Yasadışı telefon dinlemesinin özel amaçlı yapıldığı ve devlet güvenliğine ilişkin olmadığının belirlendiği açıklandı.
TWITTER'DAN TEPKİ
Operasyonların başlaması ile birlikte sosyal medya operasyonları konuşmaya başladı. Operasyona tepki veren isimlerin başında ise Ergenekon operasyonlarını yürüten savcı Zekeriya Öz geldi. Operasyona yönelik eleştirilerini tweet atarak sürdüren Zekeriya Öz'ü, Hakan Şükür, şüphelilerden Ali Fuat Yılmazer, eski Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı oldu.
ALİ FUAT YILMAZER'DE TWITTER'DAN YAZDI
Zekeriyaköy'de evi aranan Ali Fuat Yılmazer ise tepkisini tweeterdan şu sözlerle sürdürdü:
“Doğrusu; ben bu operasyonun Ramazan'da yapılabileceğine çok ihtimal vermiyordum, hele ki tam da sahur vaktinde...Bu hükümet benim gibi birini bile hala şaşırtmaya devam ediyor ya, pes doğrusu...Allahım, bu ülke ne kadar ehliyetsizlerin eline kalmış ve ne yazık ki muazzam bir vurdumduymazlık hakim.
İş vatan evlatlarına gelince aslan kesilen bu insafsızlar zümresine, bir şey anlatabilmek belli ki bizim harcımız değil.Hele ki inançlı kesimin tezahüratları da bu işe eşlik etmiyor mu, asıl insanı çaresiz bırakan da o...'Yetti artık' diyeceğim ama bilirim ki yakışık almaz... Şu mübarek Ramazan'da bu zulmü reva görenleri Sana havale ediyoruz Allahım!.."